CLP’nin revizyonunun bir parçası olarak, Avrupa Komisyonu, aynı özelliklerin son üründe bulunmasa bile, çok içerikli bir maddenin bileşenlerinin bir (veya daha fazla) tehlikeli bileşen bulundurup bulundurmamasına göre sınıflandırmasını önermektedir. “Totum etkisi” mevcut olsa da, bu yeni kuraldan ilk etkilenen uçucu yağlar olacaktır. Haberlerde endokrin bozucuların sürekli bir şekilde konusunun açıldığı veya uçucu yağların endokrin bozucularla ilgili tartışmalar yarattığı su götürmez bir gerçektir. Bu paylaşımımız ise konu üzerinde üç yıllık tartışmaları, testleri ve değişimleri kapsayıcı bir bilgilendirmeleri içermektedir.
Arka Plan
Tartışma 2007 yılında, lavanta ve çay ağacı yağı bazlı cilt bakım ürünleri kullanan erkeklerde jinekomasti (genişlemiş glandüler meme dokusu) oluştuğunu bildiren bir grup bilim insanının makalesiyle başlamıştır. HE konsorsiyumu daha sonra bildirilen klinik vakaların jinekomasti ile uçucu yağ kullanımı arasında doğrudan bir bağlantı bulunmadığını göstermiştir. Ayrıca, endokrin sistemine ait olmayan bir meme hücresi modeli üzerinde gerçkeleştirilen in vitro çalışmalar, zararlı bir etki olmadan sadece hormonal bir modülasyon olduğunu göstermiştir ve 2017’de SCCS, jinekomasti ve ucuçu yağ vakaları arasındaki nedensel bağlantının mantıklı olmadığını doğrulamıştır. Bu, çalışmanın 2018’de ana akım basın tarafından alınmasını engellememiş olup en endişe verici manşetlerden bazıları bu iki uçucu yağı hedef almıştır.
2019 yılında, başka bir grup bilim insanının gerçekleştirdiği in vitro çalışmanın sonuçları, Klinik Endokrinoloji ve Metabolizma Dergisi’nde yayınlanmış ve dört klinik jinekomasti ve telarş (kızlarda ikincil meme gelişiminin başlangıcı) vakası sunulmuştur. Bu, lavanta ve çay ağacı uçucu yağlarını içeren ürünlerin yanı sıra uçucu yağların ve bazı bileşenlerin hormonal aktivitesini gözler önüne seren bir çalışma olmuştur.
Bu yayınlar iki sorunu vurgulamaktadır:
- Yalnız veya bir karışımda farklı bir etkiye sahip olabilecek bileşenlerin meydana getirdiği hormonal aktiviteler
- Pestisit kirleticilerin hormonal aktivite üzerindeki etkisi
Uçucu Yağlar
“Bugüne kadar, üreticilerin hormonal testlere odaklanan uçucu yağların etkilerini değerlendirmek için gerçekleştirdiği testler bulunmaktadır. Bu testler tartışmalıdır çünkü hem hormonal modifikasyonu hem de P2X7 reseptörünün modellenmiş zararlı etkisini ölçen HPlacentox yönteminin aksine hormonları zararlı etkilerle ilişkilendirmezler” denmiştir.
Bir hatırlatma olarak, HPlacentox yöntemi insan plasental hücre modeline dayanır ve dört hormonu, yani iki steroid hormon olan progesteron ve östradiol’ü ve iki polipeptit hormonu olan HCG ve HPL’yi gözlemlemeyi mümkün kılar ve bu nedenle insanlarda endokrin bozucuların incelenmesi için iyi bir tekniktir.
Tartışmanın kökeni olan lavanta (Lavandula angustifolia) ve çay ağacı (Melaleuca alternifolia) dahil olmak üzere altı uçucu yağ seçilmiştir. Aynı zamanda bileşenleri tartışmalı olan Ylang Ylang (Cananga odorata), Gaultheria (Gautheria fragrantissima), Niaouli (Melaleuca quinquenervia viridiflora) ve yaygın olarak kullanılan Turunçgiller (Citrus sinensis) de bu gruba dahildir.
MOCS Kavramı
Şu anda devam eden CLP düzenlemesinin revizyon noktalarından biri, özellikle yeni MOCS kavramının piyasaya sürülmesiyle, uçucu yağlarla ilgilidir.
Yetkililer, “Petrolden ayrıştırılan bileşenlerin değerlendirilmesi, uçucu yağlar üzerindeki testlerin sonuçlarını bir bütün olarak kullanma olasılığı olmadan ayrıcalıklı olacak ve bu önlem, bileşenler arasındaki etkileşimleri (sinerjistik ve engelleyici etkiler) dikkate almadan tedbir ilkesini uygulamaya yöneliktir” demiştir.
Örnek olarak, Ylang Ylang’ın uçucu yağı, Repr olarak sınıflandırılmasına yol açacak olan reprotoksik 2-şüpheli (sınıflandırma eşiğinin üzerinde, >%5) olarak sınıflandırılan p-metillanizol içerir. Ylang Ylang uçucu yağı bir bütün olarak reprotoksisite için test edilmiştir (REACH dosyası) ve reprotoksik bir sınıflandırmaya yol açabilecek herhangi bir etki göstermemiştir. Aynı şey gama terpinen içeren çay ağacı ve okaliptüs uçucu yağları için de geçerlidir.
Ekzojen Bileşenler (Kirleticiler, Böcek İlaçları, vb.)
Yetkililerin ele aldığı son soru, kirleticilerin uçucu yağların toksisitesi üzerindeki etkileri olmuştur.
Kalıcı bir organik kirletici ve endokrin bozucu olan klorpirifosun etkisi incelenmiştir. Bu pestisit 2019’dan beri yasaklı olup hala bazı uçucu yağ örneklerinde bulunabilmektedir.
Tek başına test edildiğinde, progesteron ve HPL sekresyonunu arttırır ve P2X7 reseptörünü aktive eder. Böylece literatürdeki verileri destekleyen bir endokrin bozucu profiline sahiptir.
Klorpirifos içeren bir lavanta numunesi, kirlenmemiş lavanta uçucu yağında gözlenmeyen hormonal değişiklikleri tetiklemiştir.
Bununla birlikte, Klorpirifos’un uçucu yağda bulunması, P2X7 reseptörünün aktivasyonunu önlemektedir.
Sonuç olarak;
• Uçucu yağlar bileşenleriyle bir tutulmamalı ve oran olarak bir bileşen yoğun olsa bile, esansiyel yağ bileşenlerinden birine redükte edilmemelidir çünkü uçucu yağlarda “totum etkisi” görülmektedir.
• Endokrin bozucu etkilerinin değerlendirilmesi için test metodolojisinin seçimi çok önemlidir.
• Hormon bozucular endokrin bozucularla karıştırılmamalıdır.
“Uçucu bir yağ incelemenin en iyi yolu, analizden önce (böcek ilaçları…) iyi karakterize etmek ve bütünüyle çalışmaktır. Bu keşifler, REACH ve CLP düzenlemelerinin evrimi bağlamında uçucu yağların daha doğru analizlerinin yolunu açmalı” olarak belirtilerek değerlendirme sonlandırılmıştır.