E-etiketleme veya elektronik etiketleme, ürün güvenliği mevzuatı kapsamında gerekli olan belirli bilgilerin çevrimiçi olarak gösterilmesi olup pazar uyumluluğunu belirtmek için alternatif bir yöntemdir. E-etiketleme, ürünlerin izlenebilirliğini artırma potansiyeli ve fiziksel olarak ürünlerin uygun maliyetli bir alternatif olarak üreticilere önemli sayıda fayda sağlamaktadır. Kozmetik pazarında çok sayıda sahte ürün bulunmaktadır. Elektronik etiketler, ürünleri kaynağında işaretleyebilir, markayı koruyabilir ve bireysel ürünler için sahteciliğe karşı sertifika sağlayabilir. Her elektronik etiketin global olarak benzersiz bir kimlik numarası olduğundan, taklit edilemez veya kopyalanamaz.
Devlet İlaç İdaresi ilk olarak küçük boyutlu ambalajlar için elektronik etiket kavramını önermiştir. Küçük boyutlu paketler için etiketleme gereklilikleri, net içeriği 15 g veya 15 ml’den fazla olmayan ürünler için yalnızca ürün adını, tescil ettiren kişinin adını, net içeriği, son kullanma tarihini ve diğer bilgileri belirtmektedir. İçeriğe doğrudan temas eden birincil ambalaj, ürün adı ve son kullanma tarihi ile de işaretlenmelidir ve işaretlenmesi gereken diğer etiket bilgileri, yerleşik manuel veya elektronik etikette işaretlenebilir.
Etiket elektronik etiket şeklinde ise, görüntü kodunun altına “elektronik etiket” kelimesi işaretlenmelidir ve kod, akıllı telefonlar gibi geleneksel cihazlar tarafından taranabilir ve tanımlanabilir. Elektronik etiketleme yepyeni bir kavram, aynı zamanda dijital çağa hitap etmenin ve zamana ayak uydurmanın bir yoludur. Bu, göz farı, pudra ve kaş kalemi gibi küçük paket ürünler için çok faydalıdır.
Kozmetiklerin dış ambalajlarına elektronik etiketler takılarak piyasaya arz edilen her orijinal ürünün üretim kaynağına kadar izlenebilmesi sağlanabilmektedir. Sahte ve kalitesiz ürünler ortaya çıktığında, elektronik etiketin içeriğini okumak için okuma-yazma işlevli terminaller kullanılabilmektedir. Elektronik etiketin benzersizliği nedeniyle, ürünün üretici tarafından yetkilendirilmiş orijinal bir ürün olup olmadığı hemen tespit edilebilmektedir.
AB, e-etiketlemeyi benimseme konusunda şu ana kadar ABD, Çin ve Avustralya da dahil olmak üzere diğer yargı alanlarının gerisinde kalmıştır. Bununla birlikte, kozmetik ürünlerde koku alerjenlerinin etiketlenmesine ilişkin bir kamuoyu görüşü, dikkate alınması gereken bir politika seçeneği olarak listelenen e-etiketleme ile, değişimin ufukta olabileceğini düşündürmektedir. Bu istişarenin sonucu sadece kozmetik endüstrisi için değil, aynı zamanda AB’de satılan diğer ürünlerin üreticileri için de geçerlidir. Kozmetik ürünlerde koku alerjenleri için e-etiketleme benimsenirse, bu, AB’deki diğer tüketici ürünleri için e-etiketlemeye ilişkin politika katılımının temeli olabilir.
12 Kasım 2019’da Kozmetik Ürünler Yönetmeliği (EC) No. 1223/2009 kapsamında halihazırda etiketleme gerekliliklerine tabi olan 26 koku alerjenine ek olarak, kozmetik ürünlerin etiketlerine 62 ek koku alerjeninin eklenmesini gerektiren önerilen bir AB düzenlemesi hakkında geri bildirim için halkla istişare başlamıştır.
Göz önünde bulundurulan üç etiketleme seçeneği vardır:
• Mevcut AB yasalarında herhangi bir değişikliğin olmadığı ve ilave 62 koku alerjeni etiketleme zorunluluğunun olmadığı bir temel senaryo;
• 62 ek koku alerjeninin 1223/2009 Sayılı Kozmetik Ürünler Yönetmeliği (EC) kapsamındaki kurallara göre etiketlenmesi (yani fiziksel ambalaj üstü etiketleme);
• E-etiketleme: Bir web sitesi adresi aracılığıyla, bir QR kodunu tarayarak veya bir barkodu tarayarak.
Üretici, bu seçenek kapsamında ambalaj üstü etiketlemeyi mi yoksa e-etiketlemeyi mi tercih edeceğine nihai kararı verecektir.