Over 10 years we helping companies reach their financial and branding goals. Onum is a values-driven SEO agency dedicated.

CONTACTS
Avrupa Birliği Kozmetik

HANGİ KOŞULLARDA DOĞAL, ORGANİK, VEGAN VE GDO’SUZ İDDİALARI KULLANILABİLİR?

Son yıllarda tüketiciler, bir üründe hangi bileşenlerin bulunduğundan, sürdürülebilir bileşenlerin nasıl elde edildiğine, bu bileşenlerin ve ürün ambalajının çevre üzerindeki etkisine kadar yeşil temalar konusunda daha bilinçli hale gelmiştir. Bu farkındalık kozmetik sektörünü de doğrudan etkilemiştir. Halkın doğal ürünleri tercih etmesi ve buna bağlı doğal, organik, GDO’suz vb. iddiaların çoğalması meydana gelmiştir.

Günümüzde, kozmetik markalarının bu iddiaları ne zaman kullanabileceğini ve bunları nasıl doğrulamaları gerektiğini analiz etmek ve AB düzenleyici çerçevesiyle uyumlu olduklarından emin olmak için bu yazıda iddialar derinlemesine incelenmiştir.

Düzenleyici Çerçeve

Kozmetik iddiaları söz konusu olduğunda, en ilgili düzenleyici düzenlemeler, kozmetik ürünlerle ilgili iddiaların gerekçelendirilmesi için altı ortak kriter belirleyen AB Kozmetik Yönetmeliği (Madde 20) ve Komisyon Yönetmeliği (AB) 655/2013’tür Ortak kriterler; yasal uyumluluk, doğruluk, kanıtsal destek, dürüstlük, adalet ve bilinçli karar verme olacak şekilde altı tanedir. ‘Doğal’, ‘organik’ ve ‘vegan’ tanımlarına ilişkin resmi bir düzenleme veya uyumlaştırılmış kriterler olmadığının altını çizmek gerekir. Bu nedenle kozmetik ürün iddialarının yukarıdaki mevzuata uygun olması gerekirken, bu iddiaların ürünlere nasıl uygulanacağı konusunda kesin bir yorum yapılmamaktadır.

Gönüllü Kuruluşlar

Şubat 2016’da Uluslararası Standardizasyon Örgütü (ISO), yasal olarak izin verilen herhangi bir kozmetik maddenin doğal, organik ve doğal olmayan dahil sekiz kategoriden birinde sınıflandırılmasına ilişkin kılavuzlar sağlayan ISO 16128-1’i yayınlanmıştır. Ardından, Ocak 2017’de, bir kozmetik bileşenin doğal, doğal menşeli, organik ve organik menşe indeksini belirlemek ve bitmiş bir kozmetik ürün için ilgili içeriği hesaplamak için bir çerçeve sağlayan ISO 16128-2 yayınlanmıştır. Kanunen zorunlu olmadıkça, ISO 16128 kılavuzunun uygulanması isteğe bağlıdır ve bu belgeler ürün iddialarını ve etiketlemesini, çevresel veya sosyo-ekonomik hususları (örneğin, adil ticaret), ambalaj malzemelerini veya kozmetikler için temel düzenleyici gereklilikleri ele almamaktadır. Kesin kuralların olmaması nedeniyle kozmetik üreticileri, ürünlerini doğal/organik olarak beyan etmeyi veya bağımsız bir kuruluş tarafından belirlenen kriterlere göre ürünlerini doğal/organik olarak belgelendirmeyi seçebilirler. Akredite bir bağımsız kontrol kuruluşundan alınan bir sertifika ve beraberindeki kuruluş logosunun/ sembolünün etiket üzerinde kullanımı, iddiaların doğrulanmasını desteklemeye daha fazla yardımcı olabilmektedir. Farklı kuruluşlar, hammaddelerin ve bitmiş ürünlerin sertifika almaya hak kazanıp kazanmadığını değerlendirmek için diğer kriterleri ve sertifikasyon planlarını kullanılabilmektedir.

NATRUE AISBL – Uluslararası Doğal ve Organik Kozmetik Derneği –

Doğal ve organik kozmetik ürünleri koruma ve tanıtma misyonunun bir parçası olarak doğal ve organik kozmetik ürünlerin daha iyi düzenlenmesini savunmak amacıyla 2007 yılında kurulmuş, Brüksel merkezli dünya çapında tüketicilerin yararına aktivite gösteren ve kâr amacı gütmeyen bir dernektir. NATRUE, NATRUE logosunun kullanımını elde etmek için hem kozmetik ham maddelerinin hem de bitmiş ürünlerin NATRUE onaylı bir sertifika sağlayıcı aracılığıyla bağımsız sertifikasyonuna izin veren özel, gönüllü standart belirleyen doğrulanabilir kriterlerin sahibidir.

Doğal, Organik, Vegan ve GDO’suz İddiaları Hangi Şartlarda Kullanılabilir?

Aşağıda yeşil iddialar ve iddiaların doğrulanması üzerine genel bir derleme yapılmıştır. Bu derlemede temel olarak “%100 Doğal”,  “Vegan” , “GDO’suz” ve “Organik” iddiaları üzerine durulmuştur.

%100 Doğal

Doğal iddiasında, belirsizliğin ana nedeni, doğalın sadece doğal maddelere mi yoksa türetilmiş doğal maddelere mi işaret ettiğinin net olmamasıdır. Doğal maddeler, üretim sürecinde kimyasal modifikasyona uğramamış doğal kaynaklı bileşenlerdir. Bunun aksine, türetilmiş doğal maddeler ise doğal kaynaklı birincil bileşenlerden kimyasal reaksiyonlarla elde edilen hammaddelerdir. Hangi kimyasal reaksiyonlara izin verildiğini veya türetilmiş bir doğal madde üretmediğini söylemek için yasal bir dayanak bulunmamaktadır.

Yasal dayanak olmamasına karşın, üçüncü parti organizasyonuna izin veren gönüllü derneklerin özel standartları veya yalnızca yeşil kimya ilkelerinin benimsendiği kimyasal reaksiyonların kabul edilmesi şeklinde belirli kural çerçeveleri bulunabilmektedir. Yeşil kimyaya uygun kimyasal reaksiyonlar; asilasyon, amidasyon, yoğuşma (suyun eliminasyonu ile), dehidrojenasyon, dimerizasyon, esterifikasyon, glikozidasyon, hidrojenasyon, hidrojenoliz, hidroliz (saponifikasyon dahil), nötralizasyon, oksidasyon (oksijen, ozon ve peroksitlerle) gibi reaksiyonları içerir.), fosforilasyon, piroliz, sülfatlama ve transesterifikasyon” olarak sıralanabilir.

Belirtildiği gibi, AB Üye Devletleri arasında bir tekdüzelik yoktur ve ‘doğal’ iddiasının değerlendirilmesi, ulusal Yetkili Otoritelerin yorumuna bağlı olabilmektedir. Örneğin, French Autorité de regulation professionnelle de la publicité (ARPP) “doğal” ve “doğal köken” arasında ayrım yapmaktadır. Aynı zamanda, bitmiş bir ürünün ancak doğal veya doğal menşe içeriği %95’e eşit veya daha fazla olduğunda bu şekilde tanımlanabilmesi şartını belirlemiştir. Her durumda, bir marka bir ürünün %100 doğal olduğunu iddia ettiğinde, kozmetik formülasyonunda sentetik içerik bulunmadığını kanıtlayan bir gerekçelendirme belgesi sunmalıdır.

%100 Vegan

Vegan iddiasının resmi bir yasal tanımı yoktur, ancak birden çok tanımı bulunmaktadır. Ortak nokta, hammaddelerin hayvanlar üzerinde test edilmemesi ve hayvan ürünü olmamasıdır. Tüketiciyi gerektiği gibi bilgilendirmek için üreticilerin ürünlerinin hangi yönleriyle vegan olduğu konusunda net olmaları gerekmektedir. Aksi takdirde, şirketler ürünlerini üçüncü parti bir kuruluş aracılığıyla bağımsız olarak sertifikalandırabilirler. Bu gibi durumlarda ürün, bu nitelikli özelliğin tüketiciye iletilmesini kolaylaştırmak için standart belirleyen kuruluşun logosunu/ sembolünü taşıyacaktır. Ek olarak, ‘%100 vegan’ iddiasının tüm olası vegan kriterlerinin karşılandığını ifade etmek mümkün kabul edilmemektedir; bu nedenle, daha sağlam bir kanıt gerektirir.

GDO’suz

Genellikle gıda ürünleriyle ilgili bir iddia olmasına rağmen, kozmetik endüstrisinde, esas olarak bir maddenin GDO’lu menşe ve işlenmesi hakkında yaygın olarak kullanılmaktadır. AB’de 2001/18/EC Direktifi GDO’yu tanımlar ve şeffaflık için mevcut AB yasaları gıda maddelerinin izlenebilirliğini ve etiketlenmesini gerektirir. Ayrıca, organik tarım ürünlerine ilişkin AB yasası, 834/2007 sayılı AB Konseyi Tüzüğü’nün 9. Maddesinde belirtildiği gibi GDO’lar tamamen yasaklanmıştır. Hem GDO’lardan hem de GDO’lardan üretimi yasaklayan 9. Madde’deki kriterler, NATRUE standardı gibi piyasadaki belirli özel standartların etiket kriterleri dahilinde kozmetik ürünlerine kadar genişletilmiştir. Bu nedenle, bazı üçüncü parti sertifikasyon kuruluşları “GDO içermez” iddiaları destekleyebilir.

Organik

Organik olarak sertifikalandırıldıkları anlamına gelen 834/2007 sayılı AB Konseyi Yönetmeliği kapsamına giren tüm hammaddeler, maddenin organik üretimden geldiğini doğrulayan bir organik sertifikaya sahip olmalıdır. Ancak bu mevzuat sadece gıda olarak kullanılacak tarım ürünlerini kapsamaktadır. Bu nedenle, bir hammadde AB Organik Tüzüğü veya diğer herhangi bir organik tarım yönetmeliğinin kapsamı dışında kaldığında, gözetim zincirinde bir açık meydana gelebilir. Bu durum; organik sertifika yalnızca birincil ürünü (örneğin bitkiyi) kapsayabilirken işlenmiş kozmetik hammaddeyi (örneğin, ekstrakt) kapsamayabilir şeklinde örneklendirilebilir. Bu açık, belirsizliği de beraberinde getirmektedir. Bu doğrultuda, bir bitmiş ürün üreticisinin kozmetik hammaddesinin organik olup olmadığını açık bir şekilde bilemeyeceği ve/veya belirtemeyeceği anlamına gelir. Artan belirsizlik, üreticinin böyle bir iddiayı desteklemesini zorlaştırmaktadır. Sorunu aşmak için üreticiler, NATRUE ve COSMOS tarafından desteklenen özel standartlara göre organik olarak sertifikalandırılmış hammaddeleri seçmelidir. Ayrıca, Fransız ARPP’si, bir kozmetik ürünün aşağıdaki şartlardan en az birini karşılaması halinde organik olarak sunulabileceğini belirtmektedir:

  • %100 sertifikalı organik içerik içerir;
  • Bir sertifikasyon kuruluşu tarafından organik olarak sertifikalandırılmıştır;
  • Kozmetik ürünün, sertifikasyon kuruluşlarının talep ettiği düzeylerde bileşim ve içerik bakımından eşdeğer organik bileşenlerle üretildiği kanıtlanmıştır.

Sonuç olarak, yukarıda belirtilen iddialar belirli yasak çerçevelere sahip olmamakla birlikte mutlaka bilimsel veriler, sertifikasyon kuruluşlarının özel standartları ve denetimler ile desteklenmeli ve ispatlanmalıdır. Aksi takdirde ürün ambalajı üzerinde kapsamı çok geniş ve tüketiciyi yanıltıcı olabilecek ilgili iddiaların kullanılmaması gerekmektedir.

Sohbeti Başlat
Merhaba. Size yardımcı olmamızı ister misiniz?