Strasbourg’daki 2022 Avrupa Tüketici Zirvesi’nde Avrupa Komisyonunun, 2020’nin sonunda kabul edilen Tüketici Gündemi çerçevesinde, özellikle yeşil ve dijital geçiş sürecinde tüketici haklarının daha iyi korunmasını sağlamak için çalışılmakta olduğu belirtildi. Ayrıca beklenen sürdürülebilir ürünler ve tüketim programının Mart ayı sonuna kadar kabul edileceğini doğrulandı. Sadece yeni tüketici yasaları çıkarmanın değil, aynı zamanda tüm ekonomik aktörler tarafından ilgili konulara saygı gösterilmesinin ve AB düzeyinde uyumlu hale getirilmesinin de öneminin altını çizildi. Yeşil ürünlere yönelik tüketici talebinin sürekli arttığını ve şirketler tarafından üstlenilen gönüllü programların sürdürülebilir tüketimi desteklemek için kilit bir rol oynayabileceği de belirtildi. Bu bağlamda, Yeni Tüketici Gündeminin bir parçası olarak Komisyon, şirketleri sürdürülebilir tüketimi desteklemek için gönüllü bir taahhütte bulunmaya davet ediyor. Şirketler, taahhüt alarak karbon ayak izlerini belirlemeyi ve önümüzdeki yıllarda ölçülebilir ve kontrol edilebilir hedefler belirleyerek bunu azaltmayı taahhüt etmelidirler. Ayrıca, şirketler aşağıdaki diğer noktalardan en az birini taahhüt etmelidir:
- Çevresel ayak izlerini belirlemek ve azaltmak.
- Faaliyetlerinde ‘döngüselliği’ artırmak (örneğin, daha fazla geri dönüştürülmüş veya sürdürülebilir kaynaklı malzeme kullanmak, daha az atık üretmek, üretim süreçlerinde daha düşük enerji tüketimi).
- Tedarik zincirleri boyunca sosyal sürdürülebilirliğe saygı göstermek (örneğin, sürdürülebilir üretimi sağlayan dahili süreçleri tanımlayın, ürünleri tanınmış etiketlerle kaydedin).
Küresel İklim Eylem Ağı (Global NGO Climate Action Network – CAN) Avrupa, ormanları tahrip etmeden elde edilen ürünlerle ilgili önerilen AB yönetmeliği hakkında bir durum bildirisi yayınladı.
110’dan fazla kuruluş tarafından imzalanan durum belgesi, Komisyonun önerisini iyileştirmek amacıyla Avrupa Parlamentosu ve Üye Devletleri tarafından aşağıdaki temel tavsiyeleri benimsemeye çağırıyor.
- Üretim yapılan ülkenin geçerli yasalarına ve AB ihracat kurallarına ek olarak; açık, bilimsel ve objektif verilere dayanan güçlü sürdürülebilirlik gereklilikleri uygulanmalıdır.
- Yatırımcılara ve bankalara yönelik durum tespiti hakkında gereklilikleri ve hesap verebilirlik yapılandırmaları, mevzuat kapsamında hammadde ve ürünlere yapılan ticari yatırımları durdurmak ve önlemek için düzenlenmelidir. Bu gereklilikler ve yapılandırmalar şuan AB Sınıflandırma Yönetmeliği ve Kurumsal Sürüdürülebilirlik Raporlama Direktifinde yer almamaktadır.
- Tedarik zinciri şeffaflığını sağlamak için, bir operatörün tedarik zincirine ilişkin bilgilerin yanı sıra tüm operatörler için durum tespit prosedürleri ve sonuçları hakkında kamuya açık raporlar sağlayarak daha güçlü şeffaflık sağlamak adına gereklilikler ana hatlarıyla belirtilmelidir.
- Uygunluk kontrolleri ve cezalar için yüksek minimum standartlar ve yüksek riskli gönderiler üzerinde proaktif kontroller dahil olmak üzere çeşitli kamu ve özel mekanizmalar dahil olmak üzere sağlam bir yaptırım çerçevesi oluşturulmalıdır.
- Yönetmeliğin yürürlüğe girmesi ile hükmünün başlaması arasındaki geçiş süresi 12 ayı geçmemelidir.
Avrupa Komisyonu, Tek Okyanus Zirvesi’nde üç kilit girişimi sunuyor
Komisyon, Fransa’nın Brest’te ev sahipliği yaptığı Tek Okyanus Zirvesi’ne AB’nin katkısının bir parçası olarak, okyanusları korumak ve canlandırmak adına işbirliği için üç girişim sundu:
- açık denizlerde biyolojik çeşitliliği korumak için yeni bir uluslararası koalisyon;
- araştırmacıların dünya okyanuslarını dijital olarak simüle etmelerini sağlayan büyük bir bilgisayar projesi;
- AB’nin 2030 yılına kadar okyanuslarımızı ve sularımızı eski haline getirmek adına araştırma misyonu.
Ayrıca, Zirvenin dört temel direğine değinildi:
- deniz biyoçeşitliliğinin ve kaynaklarının korunması;
- deniz kirliliğiyle mücadele;
- sıfır emisyonlu deniz taşımacılığına geçiş;
- okyanus yönetimi
Özellikle deniz kirliliği ile mücadelede, plastik kaynaklı kirliliğin okyanus sağlığı için büyük bir tehdit oluşturduğunun altı çizildi. AB’nin iki ana önceliği, plastik kirliliğini azaltmak ve döngüsel ekonomiye geçişi hızlandırmak, plastik kirliliğiyle mücadelededir. 2021’den beri yürürlükte olan Tek Kullanımlık Plastikler (SUP) Direktifi, AB içinde deniz atıklarına son verme yolunda önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Ayrıca AB, bu yıl Şubat ayında yapılacak BM Çevre Kurulunda plastiklerle ilgili uluslararası bir anlaşma için komite kurmak adına çalışıyor.
WWF (World Wide Fund for Nature), kimyasal geri dönüşüm için uygulama yönergelerini içeren bir durum belgesi yayınladı.
WWF, bir durum belgesinde güvenilir ve etkili kimyasal geri dönüşüm için 10 ilke belirledi. Belgenin başlangıcında, belgenin amacının herhangi bir kimyasal geri dönüşüm teknolojisini onaylamak olmadığının, ancak bu teknolojilerin izlenmesi durumunda insanları ve doğayı koruyan açık uygulama kılavuzları oluşturmak olduğunu belirten bir sorumluluk reddi beyanı bulunmaktadır. Aşağıdaki temel ilkeler dahil edildi:
- Kimyasal geri dönüşüm, kaynakları küresel plastik kirliliği sorununu çözmek için mevcut kanıtlanmış yaklaşımları uygulama çabalarından uzaklaştırmamalıdır.
- Kimyasal geri dönüşüm süreçleri, saf reçine üretimine kıyasla daha düşük bir karbon ayak izi göstermelidir.
- Kimyasal geri dönüşüm, yerel toplulukları olumsuz etkilememeli ve çalışmalarının insan sağlığı için güvenli olduğunu göstermelidir.
- Doğayı korumak (Kimyasal geri dönüşüm teknolojileri havamızı, suyumuzu ve çevremizi olumsuz etkilememelidir.)
- Kimyasal geri dönüşüm kullanımı, mevcut atık yönetim sistemlerini tamamlayıcı nitelikte olmalı ve mekanik geri dönüşümlü hammaddeler için rekabet etmemelidir.
- Plastik atık süreçleri, mevcut çevre açısından en verimli teknolojiyle eşleştirilmelidir.
- Kimyasal geri dönüşümün yalnızca malzemeden malzemeye uygulamaları, geri dönüşüm ve döngüsel ekonominin bir parçası olarak düşünülmelidir.
- Kimyasal geri dönüşüm sistemleri, geri dönüştürülebilir malzemeleri geri dönüştürülemeyen malzemelere dönüştürmemelidir.
- Kimyasal geri dönüşümle ilgili iddialar doğru, açık ve ilgili olmalıdır.
- Kimyasal geri dönüşüm teknolojileri ile geri dönüştürülen plastik, gözetim zinciri ile doğrulanmalıdır.