Son yıllarda tüketiciler doğal ve sürdürülebilir içeriklere daha fazla yönelmektedirler. Bitki özleri bu eğilimi karşılamak için iyi bir yol olsa da doğal antioksidanları etkin bir şekilde uygulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Güney Kore’de kozmetiklerinde bitki bazlı antioksidanlar ve kişisel bakım endüstrisinde topikal uygulamalar hakkında araştırmalar yapılarak bir sentez yayınlandı. Araştırmalar sonucunda sentetik antioksidanların güvenliğinin daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir.
Tüketicilerin, sentetik olmayan, sürdürülebilir ve biyolojik olarak parçalanabilen ürünlere olan ilgisi bitki özütü bazlı antioksidan ihtiyacına yol açmakta ve büyük oranda da gıda üretim atıklarından elde edilen geri dönüştürülmüş bileşenlerin kullanımına imkân sağlamaktadır.
Araştırmada; Cilt bakım ürünlerinde bitki özlerinin kullanımı, giderek daha fazla çevre dostu ürünler satın almakla ilgilenen tüketiciler tarafından talep ettikleri, ancak tüketicilerin, doğal ürünlerin beklenmedik reaksiyonlara neden olabilecek kimyasal karışımlar olduğunun çoğu zaman farkında olmadıkları belirtilmiştir. Bu sorun, bitki özütü antioksidanlarını daha kullanışlı hale getirmek için kimyagerlerin özütlerinin bileşimini kimyasal olarak karakterize etmeleri ile çözümlenebilecektir.
Araştırmalar sonucunda elde edilen bulgular aşağıdaki gibidir:
- Bir dizi mevcut bitki antioksidan kaynağıdır.
Bazıları zaten topikal olarak test edilen veya kullanılan düzinelerce bitki bazlı antioksidan, mineral ve vitamin kaynağını listelendi. En yaygın kozmetik bitki bazlı antioksidanlar arasında çay yapraklarından elde edilenler bulundu. Yeşil çay özleri ticari ürünlerde yaygın olduğu görüldü ve siyah çay özleri ile birlikte iyi bir polifenol kaynağı olduğu belirtildi. Bitki özlerinden elde edilen vitaminler bazen antioksidanlar olarak (C ve E vit.), bazen de güçlü yaşlanma karşıtı retinoidler ve yaşlanmanın vasküler (A vit, K vit.) belirtilerinin önlenmesi gibi işlevler görmekteydi.
2. Yararlı antioksidanlar, mineraller ve vitaminler sağlayabilen bitki özleri şunlardır:
Çay yaprakları, Biberiye, Üzüm çekirdeği, Fesleğen, Yabanmersini, Domates, Açerola tohumu, Çam kabuğu, Süt devedikeni, Havuç, Domates, Tahıllar, Yeşil yapraklı sebzeler, Soya Fıstığı Yağları
3. Flavonoidler bol miktarda bulunur ancak yaygın kullanılmamaktadırlar.
Flavonoidler, bitki bazlı aktiflerin en bol olanıdır ve 5.000’den fazla ekstre edilmiş ve tanımlanmıştır. Flavonoidler, bitki metabolizmasında rol oynayan bir bileşik olan kalkonun bir türevidir. (Kalkon türevleri, temel yapısı iki fenil halkası ve bir propan zincirinin birleşmesiyle 15 karbonlu 1,3-difenilpropan iskeletindeki flavonoid adı verilen bileşiklerin alt gruplarından biridir.)
En yaygın olarak antioksidan özelliklerle ilişkilendirilirler, çünkü hemen hemen her türlü serbest radikalleri temizlerler, anti-enflamatuar, tahriş önleyicidir ve cilt bakımında proteinleri bağlamak için iyidir, bu da onları çok aktif hale getirir.
Bazı araştırmalar ayrıca bazı flavonoid çeşitlerinin polen gibi alerjenlerle reaksiyona neden olan antikorlar olan histamin salınımını azalttığını göstermektedir. Çalışmada; çok işlevli özelliklerine rağmen, flavonoidlerin yetersiz kullanıldığı; flavonoidlerin kozmetiklerde ana aktif bileşenler olarak potansiyel uygulamaları ele alınacaktır.