Over 10 years we helping companies reach their financial and branding goals. Onum is a values-driven SEO agency dedicated.

CONTACTS
Genel Kozmetik

PANDEMİDE KOZMETİK TEDARİK ZİNCİRİ

Pandemi Dönemi Kozmetik Sektörü Tedarik Zinciri Çözümleri

Bugün envanter yönetimi konusundaki en büyük endişelerden biri olmaya devam eden COVID-19 pandemisinin tedarik zinciri sürecinde sahip olacağı büyük değişiklikleri çok az sektör tahmin edebilirdi. Geriye dönüp bakıldığında, COVID-19 salgını, markaların tedarik zincirlerinde var olan uzun süredir devam eden güvenlik açıklarının ve risklerin çoğunu ortaya çıkardı.

Bazı markalar için pandemi süreçlerine sert bir bakış açısı getirdi. Diğerlerinde, yenilik, büyüme ve rekabet avantajı için yeni fırsatlar açtı.

Güzellik Sektörünün Karşılaştığı 3 Zorluk

Güzellik endüstrisi, üç temel tedarik zinciri zorluğuyla karşı karşıya: tüketici davranışlarındaki değişimler, SKU (stock keeping unit- stok tutma birimi)’nun yaygınlaşması ve nakliye komplikasyonları.

1. Tüketici Odaklı Değişiklikler

Pandemi hala devam etmekte olduğundan, uzun vadeli etkileri henüz tam olarak bilinmemektedir. Bilinen şey, tüketicinin değer verdiklerinin, nasıl satın aldığının ve markaların işlerini ve tüketicini sadakatini kazanmak için nasıl değişmeleri gerektiğinin evrimini daha da hızlandıran, devam eden değişimidir.

Güzellik endüstrisindeki üreticiler, hammaddelerin doğrudan tüketiciye, distribütörlere, toptancılara ve perakendecilere yeniden satılmak üzere bitmiş ürünlere dönüştürüldüğü bir alan olan uzun bir tedarik zincirinde yıllardır çok önemli bir bağlantı olmuştur. Bu, uzun yıllara dayanan standart işletim prosedürü iyileştirmeleri yoluyla doğrusal ve öngörülebilir bir süreç içeriyordu.

Bu doğrusal tedarik zinciri modeli uzun vadede sürdürülebilir mi? Tüketici dinamikleri, tüketim malları için Amazon veya Alibaba gibi e-ticaret platformlarının ortaya çıkmasıyla birlikte teslimat hızına yönelik talebin satın almada önemli bir itici güç haline gelmesiyle birlikte geçen yıl çok çarpıcı bir şekilde değişti.

Doğrudan tüketiciye (DTC), işletmeden işletmeye (B2B), perakende ve e-ticareti içeren daha çeşitlendirilmiş bir satış kanalı, ilerleyen ekosistemin bir parçası olacaktır. E-ticaret içinde, Amazon gibi çevrimiçi sitelere geçiş büyük ölçüde arttığından, tüketicilerin güven düzeyine hitap eden çoklu platformlar önemli olacaktır. Fiziksel perakendede, markanın imzası artık öncelik değil, daha özel bir ürün/hizmet teklifidir.

2. SKU (stock keeping unit- stok tutma birimi) Yayılması

Markalar, aynı ürün için farklı form, boyut ve koku seçeneklerinin eklenmesini düşündüklerinde, etkin bir tedarik zinciri için daha fazla seçeneğin her zaman daha iyi olmadığının farkında olmalıdırlar.

Tüketici talebini aynı SKU’nun veya farklı SKU’ların birçok çeşidine bölmek, tahmin yapmayı daha da zorlaştırır. Kıtlık dönemlerinde ürünleri ikame ederek stok ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmak büyük bir zorluk yaratır. Bu nedenlerden dolayı markalar, yeni SKU’ları benimsemeden önce aynı ürünün çok sayıda çeşidini üretmenin ve pazarlamanın artılarını ve eksilerini göz önünde bulundurmalıdır.

3. Nakliye Darboğazı Dalgalanma Etkileri

Konteyner taşımacılığı sektörü, benzeri görülmemiş bir kaos halinde. Bir zamanlar, modern küresel ekonomiyi mümkün kılacak kadar nakliye verimliliğini artırmakla tanınan bir sistem, şimdi tedarik zincirinde büyük bir tıkanıklık olarak hizmet ediyor.

ABD ticaret açığı, ithalat talebindeki artışla birlikte rekor seviyelere yükselmeye devam ediyor. Sonuç olarak, Asya’dan o kadar çok kargo taşınıyor ki, ABD limanları boşaltılmayı bekleyen konteyner gemileriyle dolu. Bu, ABD’li perakendecilerin raflarını yeniden doldurmalarını ve ambalaj bileşenlerinin ve hammaddelerin zamanında ulaşmasını zorlaştırıyor – otomobil üreticileri, inşaatçılar ve çiftçiler bile ürünlerini ithal/ihracat etmekte zorlanıyor. Analistler, tüketici fiyatlarındaki son artışlardan bu faktörlerin sorumlu olduğuna inanıyor.

Bu etkiler, tedarik zinciri ve lojistik üzerinde büyük bir darbeye vurmaya devam edecek ve sevkiyat başına hacmi, sevkiyat lokasyonlarının sayısını, tam konteynerler yerine kısmi sevkiyatları ve eldeki envanteri etkileyecektir. Bunlar, markaların tedarik zincirlerini dönüştürmesini ve iyi bir müşteri deneyimi sunmak için esnekliğe yatırım yapmasını gerektirecek.

Markalar için zorluk, tüketiciler düşük fiyatlar istemeye devam edeceğinden, rekabet güçlerini zayıflatmadan tedarik zincirlerini daha esnek hale getirmek olacaktır. Bu nedenle markalar, sırf üretimi daha yüksek maliyetli iç pazarlara kaydırdıkları için daha fazla ücret talep edemeyecekler.

Tedarik zinciri çözümleri

Neyse ki, markaların tedarik zincirlerini daha istikrarlı hale getirmesine yardımcı olabilecek araçlar ve uygulamalar var.

1. Kaynak Çeşitlendirmesi

Orta veya yüksek riskli kaynaklara (tek bir fabrika, tedarikçi veya bölge) aşırı bağımlılığı ele almanın bir yolu, aynı risklere karşı daha az savunmasız olan yerlere daha fazla kaynak eklemektir. Nihai ürünlerin temel bileşenlerinin tüketildikleri bölgede üretilmesine yönelik bölgesel bir strateji önemli olacaktır.

Bu yakınlaşma desteği veya üretimin yeniden desteklenmesi, tedarik zinciri üzerinde olumlu bir etkiye sahip olacaktır. Başlıca avantajı, konteyner gemilerinin kamyona dönüşmesi ve haftaların, bazen ayların günlere dönüşmesiyle teslimat sürelerinin önemli ölçüde azalmasıdır.

Markalar ve üreticiler genellikle tek bir alana odaklanan tedarikçilere yönelmiştir: tüpler, kavanozlar, teneke kutular, mumlar, özler, yağlar, vb. Bu uzmanlığın faydaları vardır: bir marka, bir ürüne ne girdiği konusunda daha fazla esnekliğe sahiptir ve son teknolojiyi içerebilir. Dezavantajı ise, önemli bir bileşen veya malzeme için ağının derinliklerinde bir yerde tek bir tedarikçiye bağlı olduğunda, bunun bir markayı savunmasız bırakabilmesidir. Bu tedarikçi ürünü yalnızca bir fabrikada veya bir ülkede üretiyorsa, markanın bozulma riskleri artar.

Olası bir çözüm, birinci ve ikinci aşamaların ötesine geçmeyi ve tüm tedarik zincirinin haritasını çıkarmayı gerektirir. Sadece endüstride geleneksel yaklaşım olan ve önemli tedarik zinciri kesintisi riski taşıyan stratejik bir doğrudan tedarikçi ilişkisine odaklanmak yerine dağıtım tesisleri ve ulaşım merkezleri dahil tüm aşamaları değerlendirmek gerekir.

Tedarik zincirinin haritasını çıkarmanın bir yöntemi, bir tedarikçinin toplam iş üzerinde sahip olabileceği potansiyel etkiyi aşağıdakiler gibi metrikler uygulayarak değerlendirmektir:

  • belirli bir kaynağın kaybolması durumunda gelirler üzerindeki etkisi;
  • belirli bir tedarikçinin fabrikasının bir kesintiden kurtulması için gereken süre;
  • ve alternatif kaynakların mevcudiyeti.

Tedarikçileri düşük, orta veya yüksek riskli olarak sıralamak, tedarik zincirinde en büyük aksamalara neden olabilecek alanları vurgulayacaktır. Bunlar, kaynak bulmaya odaklanılması gereken alanlardır.

2. Envanter Planlama

Tahmin ve eldeki envanter seviyeleri, tedarik zincirini korumada bir diğer önemli faktör olacaktır. Bir marka, değer zinciri boyunca hangi biçimde ve nerede, geçici olarak ne kadar fazladan stok tutacağını belirlemelidir. Bir markanın elinde tipik olarak üç aylık envanter varsa, teslimatlardaki daha yavaş gecikmeleri hesaba katmak için envanteri dört ila altı ay arasında artırmak stratejik bir bakış açısı olacaktır.

Bu, envantere bağlı sermayeyi en aza indirmek için yalın envanter taşımaya yönelik geleneksel uygulamalara aykırıdır. Ancak bu uygulamalardan elde edilen tasarruflar, kayıp gelirler, arz kıtlığı nedeniyle daha yüksek fiyatlar ve malzeme ve malları güvenceye alma süresi dahil olmak üzere bir kesintinin tüm maliyetlerine karşı tartılmalıdır.

3. Gelecek: Sağlam ve Esnek

Pandeminin neden olduğu ekonomik çalkantı, yıllarca süren köklü süreçler aracılığıyla tedarik zincirlerinde birçok endişeyi ortaya çıkardı ve küreselleşme hakkında şüpheler uyandırdı. Yine de küreselleşme, markaların rekabetçi kalmasına ve hedef tüketicilere ulaşmasına izin vererek kalıcıdır.

Markalar, pandemi sonrası tedarik zinciri sürecinin nasıl olabileceğine yeni bir bakış atmak için bu zor bulguları kullanmalı ve daha sağlam, ancak esnek bir tedarik zinciri uygulamaya başlamalıdır. Liderler, daha iyi işlev görmenin, daha verimli olmanın ve tek kaynaklı üretime daha az bağımlı olmanın yollarını bularak işletmelerini gelecekteki olası tedarik zinciri engellerinden korumalıdır.

Şimdi yeni dönemin gerçekleriyle birlikte yeni bir tedarik zinciri stratejisi benimseme zamanı.

Sohbeti Başlat
Merhaba. Size yardımcı olmamızı ister misiniz?